Yarbay Ali Tatar: Kumpasın 16. Yıl Dönümü ve Hukuk Vasiyeti

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik FETÖ tarafından kurgulanan ve dönemin iktidarı tarafından desteklenen “Amirallere Suikast” kumpas davasında hedef alınan Deniz Kurmay Yarbay Ali Tatar’ın yaşamına son vermesinin üzerinden 16 yıl geçti. Tatar’ın adalet arayışında hayatını kaybetmesi, Türkiye’de hukuksuzlukların ve kumpasların sembolü haline geldi. Veda mektubundaki öngörüler ise geçen 16 yılda ne yazık ki büyük ölçüde doğrulandı.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ali Tatar, ailesi, dostları ve adalet arayan sevenleri tarafından 20 Aralık Cumartesi günü Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda anılacak.

Kumpas Davalarının Gölgesinde Bir Yaşam Son Buldu

Yarbay Ali Tatar’ın trajik hikayesi, 5 Aralık 2009’da “Amirallere Suikast” soruşturması kapsamında tutuklanmasıyla başladı. Hukuki süreçteki itirazlar sonucu 16 Aralık’ta serbest bırakılan Tatar, sadece üç gün sonra, 19 Aralık’ta hakkında bir kez daha tutuklama kararı çıkarılması üzerine büyük bir çıkmaza girdi. Bu hukuksuzluğa dayanamayan Yarbay Ali Tatar, geride yürek burkan bir mektup bırakarak canına kıydı. Kaderin acı bir cilvesi olarak, Tatar’ın tutuklanmasını talep eden savcı ve tutuklama kararı veren hakim, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası FETÖ üyesi olmaktan hüküm giydiler. Bu gelişme, kumpas davalarının ne denli organize ve hukuk dışı olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Yarbay Ali Tatar’ın Vasiyeti: “Bu Hukuksuzlukla Yaşayamam!”

Ali Tatar’ın veda mektubu, sadece bir intihar notu olmaktan öte, ülkenin geleceğine dair çarpıcı bir uyarı ve bir vicdan manifestosuydu. Mektubunda yer alan “Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez. Bu şekilde giderseniz ne yönetecek ne bir ordu ne yaşayacak cumhuriyet, bir ülke bulamayacaksınız” ifadeleri, o dönemde yeterince anlaşılamasa da, bugün Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı birçok sorunun habercisi oldu.

Eski Ergenekon davaları gibi süreçlerin, bir zamanlar adalet adına yapıldığı iddia edilen eylemlerin nasıl derin yaralar açtığını gözlemlediğimizde, Tatar’ın sözlerinin ağırlığı daha da artmaktadır. Hukukun, iktidar sahiplerinin aracı haline getirilmemesi gerektiği, masum insanların ezilmemesi gerektiği yönündeki isyanı, bugün de pek çok kesim tarafından dile getirilmektedir.

  Bahçeli’den Bese Hozat ve Barzani’ye Sert Tepkiler!

Aileden Hukuk ve Adalet Çağrısı

Yarbay Ali Tatar’ın eşi Nilüfer Tatar, Cumhuriyet’e verdiği demeçte, eşinin “vatanperver sesinin hâlâ kulaklarında çınladığını” belirtti. Mektubunun “uyarı niteliğindeki cümlelerinin kimse tarafından unutulamayacağını” vurgulayan Nilüfer Tatar, “Çünkü o, gidişiyle, hak hukuk adalet arayanların, vicdanların sesi oldu. Çünkü o, Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçiren hukuksuzluk garabetinin Ali Tatar’ın vedasıyla, gidişiyle bitmeyeceğine özellikle dikkat çekti. Bizlere açıkça haykırdı” ifadelerini kullandı. Nilüfer Tatar, “Geldiğimiz noktada canım eşim Ali Tatar maalesef bir kez daha haklı çıktı. Çünkü bugün hepimizi adeta nefessiz bırakan bu hukuksuzluk cehenneminin tam da ortasında yaşıyoruz” diyerek mevcut duruma isyan etti. “Kumpas kuranlar, sahte delil üretenler, yargıyı emir eri gibi kullananlar temizlenmediği sürece hiçbirimiz güvende olamayız” uyarısı, Ali Tatar’ın mücadelesinin hala sürmesi gerektiğini gösteriyor.

Ağabeyi ve Kumpas-Der Başkanı Ahmet Tatar ise, o dönemde FETÖ militanları eliyle yürütülen “hukuk” manipülasyonunun bugün “siyasi iktidarın olağan bir uygulaması haline geldiğini” dile getirdi. Ahmet Tatar, “O gün sorumluluk makamlarında olanlar hukukun gerektirdiği duruşu göstermediler ve Cumhuriyet kazanımlarının bulanmasının vebali altında kaldılar” diyerek, dönemin idarecilerini eleştirdi. Benzer şekilde, yargı süreçlerindeki hassasiyetin önemi, farklı siyasi gündemlerde de sıkça karşımıza çıkıyor.

Ali Tatar’ın avukatı İhsan Nuri Tezel de, “Eğer o gün gerekli tavır alınsaydı, bugünler yaşanmazdı” sözleriyle dönemin TSK yönetimi ve muhalefet partilerinin sessizliğine dikkat çekti. Tezel, hukuk reformları ve siyasetin bu tür olaylara nasıl tepki verdiğinin önemini vurguladı.

16. Yıl Dönümünde Anlamlı Anma Töreni

Yarbay Ali Tatar için bu anlamlı ölüm yıl dönümünde bir anma töreni düzenlenecek. Tören, 20 Aralık Cumartesi günü saat 12.30’da Ankara Karşıyaka’daki mezarı başında (Ada D.16 / Parsel P.1516) yapılacak. Anma etkinliğine, Ali Tatar’ın ailesi, sevenleri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılması bekleniyor. Bu tören, Ali Tatar’ın mücadelesini ve hukuksuzluklara karşı duruşunu hatırlatmak adına büyük önem taşıyor ve her yıl olduğu gibi bu yıl da ulusal gündemde yerini alıyor.

  Leyla Zana’ya Skandal Tezahürat: Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor!

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

  • Yarbay Ali Tatar kimdir?
    Deniz Kurmay Yarbay Ali Tatar, FETÖ tarafından kurgulanan “Amirallere Suikast” kumpas davasında hedef alınan ve bu hukuksuzluklar sonucu yaşamına son veren bir askerdir.
  • Ali Tatar neden intihar etti?
    “Amirallere Suikast” soruşturması kapsamında tutuklanıp serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra hakkında tekrar tutuklama kararı çıkarılması üzerine hukuksuzluklara dayanamayarak yaşamına son vermiştir.
  • “Amirallere Suikast” davası nedir?
    FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik kurguladığı, gerçek dışı delillerle birçok askerin tutuklandığı kumpas davalarından biridir.
  • Ali Tatar’ın veda mektubu neden önemlidir?
    Mektup, Türkiye’deki hukuksuzluklara karşı bir eleştiri ve geleceğe yönelik bir uyarı niteliğindedir. “Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez” şeklindeki sözleri tarihe geçmiştir.
  • Ali Tatar’ı tutuklayanlar kimlerdi?
    Ali Tatar’ı tutuklayan savcı ve hakim, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ üyesi olmaktan hüküm giymişlerdir.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir