Anayasa Mahkemesi (AYM), Gezi davası hükümlüsü ve MS hastası Tayfun Kahraman’ın sağlık sorunları gerekçesiyle yaptığı tahliye talebini karara bağladı. Yüksek mahkeme, Kahraman’ın tedbiren tahliyesine yönelik ikinci başvurusunu reddetti ancak sağlık durumunun ve tutulma koşullarının sürekli takibe alınması yönünde karar verdi. Bu karar, Türkiye kamuoyunda ve hukuk çevrelerinde geniş yankı uyandırdı.
AYM Kararının Detayları: Neden Reddedildi?
Anayasa Mahkemesi, kararında, Tayfun Kahraman’ın cezaevi koşullarının sağlığı açısından “ciddi tehlike” yarattığını gösteren bir sağlık raporunun dosyada bulunmadığını belirtti. Ayrıca, başvurucunun tedaviye erişimde güçlük yaşadığına dair herhangi bir bilginin de sunulmadığı kaydedildi. Yüksek mahkeme, “tedbir” kararı verilebilmesi için temel haklara yönelik gerçek ve yakın bir riskin somut olarak ortaya konulması gerektiğini vurguladı.
AYM açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Başvuru dosyasında başvurucunun ceza infaz kurumu koşullarında tutulmasının sağlığı açısından tehlike oluşturduğuna dair herhangi bir sağlık raporu bulunmadığı gibi başvurucunun tedavi imkânlarından faydalanmakta zorluk yaşadığına ilişkin bilgi de bulunmamaktadır. Ayrıca başvurucu Kurumun koşullarının sağlık durumu için elverişsiz olduğu ileri sürse de sözünü ettiği koşullar hakkında bilgi vermemiştir. Kaldı ki başvuru evrakından gerektiği durumlarda başvurucunun gerekli tıbbi yardıma erişme imkânına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucunun temel haklarına yönelik ihlal veya ceza infaz kurumunda tutulmaya devam edilmesi nedeniyle telafisi mümkün olmayan önemli zararlara uğrama konusunda gerçek ve yakın bir riskle karşı karşıya kalabileceği değerlendirilmemiştir.”
İnsan Onuruna Yakışır Koşullar ve Sağlık Takibi
AYM, kararında ceza infaz kurumlarında tutulan hükümlü veya tutukluların şartlarının insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına aldığını hatırlattı. İnfazın, mahkumları özgürlükten mahrum kalmanın doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntılı veya eziyetli bir duruma sokmaması gerektiği belirtildi. Bu çerçevede, kronik hastalığı bulunan Tayfun Kahraman’ın sağlık durumunun ve gereken tıbbi teşhis, tetkik ve tedavi olanaklarından faydalanmasının sürekli takip edilmesi gerektiği yönünde karar alındı.
Gezi Davası ve Yeniden Yargılama Süreci
Tayfun Kahraman hakkında yaşananlar, daha önceki yargılama süreçleriyle de bağlantılı. AYM Genel Kurulu, 31 Temmuz’da Kahraman hakkında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılması gerektiğine karar vermişti. Ancak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Kasım’da AYM’nin bu kararını reddetmiş ve yüksek mahkemeyi “yetki gaspı” ile suçlamıştı. Bu durum, hukuk sistemindeki yetki tartışmalarını da yeniden alevlendirmişti. Kahraman, bu gelişme üzerine 25 Kasım’da ceza infaz kurumu koşullarının MS hastalığının ilerlemesine ve hayati tehlike yaratmasına neden olduğunu belirterek AYM’ye ikinci başvurusunu yapmıştı.
Önemli Gelişmeler Özeti
- AYM, Tayfun Kahraman’ın tahliye talebini reddetti: MS hastalığına rağmen cezaevi koşullarının “ciddi tehlike” yaratmadığı belirtildi.
- Sağlık durumunun sürekli takibi emredildi: Yüksek mahkeme, Kahraman’ın tıbbi ihtiyaçlarının düzenli olarak takip edilmesini istedi.
- Önceki “adil yargılanma” kararı ve yerel mahkemenin reddi: İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM’nin yeniden yargılama kararını “yetki gaspı” olarak nitelemişti.
- Hukuki tartışmalar devam ediyor: Karar, Gezi davası ve yargı sistemindeki yetki sorunlarını bir kez daha gündeme taşıdı.
Bu süreç, Türkiye yargı sisteminde adalet ve sağlık haklarının kesişim noktasında önemli bir emsal teşkil ediyor.

Bir yanıt yazın