Suriye’nin Geleceği Masada: Neçirvan Barzani’den Kritik Ademimerkeziyet ve SDG Mesajı
Ortadoğu’nun kilit ülkelerinden Suriye, yıllardır süren iç savaşın ardından siyasi çözüm arayışlarını sürdürürken, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani’den dikkat çekici açıklamalar geldi. The Spectator Australia dergisinde yayımlanan bir makalede görüşlerine yer verilen Barzani, siyaset sahnesindeki önemini bir kez daha ortaya koydu.
Neçirvan Barzani’den Suriye İçin “Son Şans” Çağrısı
Dr. Qanta Ahmed imzalı “Suriye İçin Umut: Irak Kürdistanı Başkanı Suriye İçin Savunuculuk Yapıyor” başlıklı makalede, Barzani, Suriye’nin geleceği için “Ahmed eş-Şara’nın son şans” olabileceğini vurguladı. Barzani’ye göre, ülkenin istikrara kavuşması ve tüm toplulukların haklarının korunması için iktidarın ademimerkeziyetçi (yerinden yönetim) bir yapıda olması hayati önem taşıyor. Bu, Hıristiyanlar, Dürziler, Ezidiler, Aleviler, Kürtler, seküler Sünni Araplar ve diğer tüm ortakların yeni Suriye’de eksiksiz ve tam olarak temsil edilmesi gerektiği anlamına geliyor.
Barzani’nin bu çağrısı, Suriye’nin etnik ve dini mozaik yapısı göz önüne alındığında, kapsayıcı bir yönetim modelinin gerekliliğini ortaya koyuyor. Bölgedeki uzun süreli çatışmalar ve güç mücadeleleri, farklı grupların kendilerini güvende hissedeceği ve temsil edildiği bir yapının önemini defalarca göstermiştir.
SDG’nin Geleceği: Entegrasyon Çıkmazı ve Türkiye’nin Rolü
IKBY açısından en acil başlıkların başında, Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin Suriye Ordusu’na entegrasyonuna ilişkin müzakereler geliyor. Makalede, özellikle Türkiye ve başlangıçta ABD’nin SDG’nin ulusal ordu içinde eritilmesini istediği hatırlatıldı. Ancak Erbil yönetiminin bu sürece daha farklı bir perspektiften yaklaştığı belirtiliyor.
Barzani, IŞİD ile mücadelede 11 bin üyesini kaybeden ve 32 bin mensubu yaralanan SDG’nin “olağanüstü bedeller ödediğini” ifade etti. Bu güçlerden, entegrasyonları için hiçbir garanti verilmeden silahlarını bırakıp üniformalarını çıkarmalarını ve bireysel olarak topluma karışmalarını beklemenin gerçekçi olmadığını savundu. Bu açıklama, SDG’nin fedakarlıklarının ve bölgedeki güvenlik dengelerindeki rolünün altını çiziyor.
Suriye’de barışın sağlanması ve siyasi istikrarın tesisi, sadece iç dinamiklere değil, aynı zamanda diplomasi trafiğine de bağlı. Bölgesel aktörlerin ve uluslararası güçlerin farklı çıkarları, çözüm sürecini karmaşıklaştırıyor. Geçtiğimiz dönemde Golan Tepeleri‘nde yaşanan gerilimler de bölgedeki hassas dengelerin bir başka göstergesi niteliğinde.
Bölgesel ve Küresel Yansımalar
Neçirvan Barzani’nin bu açıklamaları, Suriye krizinin yalnızca bir ülke meselesi olmadığını, aynı zamanda Irak, Türkiye ve daha geniş Ortadoğu coğrafyası için derin etkileri olduğunu bir kez daha gösteriyor. SDG’nin geleceği, Türkiye’nin sınır güvenliği endişeleri, Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi’nin konumu ve uluslararası koalisyonun bölgedeki varlığı gibi pek çok farklı dinamiği bir araya getiriyor.
Suriye’nin geleceği için atılacak adımlar, bölgesel barışı ve istikrarı doğrudan etkileyecektir. Ademimerkeziyetçi bir yönetim ve SDG gibi aktörlerin hakkaniyetli bir şekilde sürece dahil edilmesi, uzun vadeli çözümler için kaçınılmaz birer unsur olarak öne çıkıyor.
Özet Liste: Barzani’nin Suriye Vizyonu
- Ademimerkeziyetçi Yönetim: Suriye’de iktidarın yerinden yönetim modeliyle paylaşılması hayati önem taşıyor.
- Kapsayıcı Temsil: Hıristiyanlar, Dürziler, Ezidiler, Aleviler, Kürtler ve diğer tüm grupların yeni yönetimde tam temsiliyetinin sağlanması gerekliliği.
- SDG’nin Entegrasyonu: IŞİD’e karşı büyük bedeller ödeyen SDG’nin, entegrasyon için hiçbir garanti verilmeden silah bırakması beklenemez.
- Ahmed eş-Şara: Suriye için son şans olarak değerlendirilen bir figür.

Bir yanıt yazın