İstanbul Baraj Doluluk Oranlarında Kritik Düşüş! İSKİ Son Verileri Açıkladı

İstanbul‘a su sağlayan barajlardaki doluluk oranları, mevsim normallerinin altında seyreden yağış miktarı nedeniyle endişe verici seviyelere geriledi. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından 7 Aralık itibarıyla açıklanan güncel veriler, megakentteki su kaynaklarının durumu hakkında önemli bilgiler sunuyor. Yaz aylarındaki yüksek seviyelerden bu yana yaşanan düşüş, su yönetimi ve sürdürülebilirlik konularını bir kez daha gündeme taşıdı.

İstanbul Barajlarında Su Seviyesi Alarm Veriyor

İSKİ verilerine göre, 30 Haziran’da %66.23 olan İstanbul barajlarının ortalama doluluk oranı, 7 Aralık tarihinde %17.12’ye kadar düştü. Yaklaşık altı ay gibi kısa bir sürede yaşanan bu %49’luk düşüş, şehrin su arzı konusunda ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Özellikle kış aylarının gelmesine rağmen beklenen yağışların yetersiz kalması, barajlardaki su seviyelerinin daha da azalmasına neden oluyor.

Mevsimlik hava durumu beklentileri ve meteoroloji raporları, önümüzdeki dönemde yaşanacak yağışların kritik önem taşıdığını gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde Konya’ya ve Kayseri’ye düşen bereketli yağışlar umut verse de, İstanbul için benzer bir tablo henüz oluşmadı.

7 Aralık İstanbul Baraj Doluluk Oranları: İşte Son Durum

İSKİ’nin 7 Aralık tarihli raporuna göre, İstanbul’a su sağlayan 10 ana barajdaki doluluk oranları şu şekilde kaydedildi:

Verilere göre, Elmalı Barajı %50.68 ile en yüksek doluluk oranına sahipken, Kazandere Barajı %2.30 ile en düşük su seviyesine gerilemiş durumda. Pabuçdere Barajı da %2.41 ile Kazandere’yi yakından takip ediyor.

Kuraklık Tehlikesi ve Tarihi Mirasın Ortaya Çıkışı

Yağışların yetersizliği ve kuraklık, sadece su kaynaklarını değil, aynı zamanda doğal ve tarihi yapıları da etkiliyor. Özellikle Arnavutköy sınırları içerisinde yer alan Terkos Gölü‘nde yaşanan su seviyesi düşüşüyle birlikte, göl tabanında kalan tarihi su kanalları ve eski iskele kalıntıları yeniden gün yüzüne çıktı. Bu durum, su kaynaklarındaki azalmanın boyutunu gözler önüne sermesi açısından oldukça dikkat çekici.

Benzer şekilde, ülkemizin farklı bölgelerinde de fırtına ve sağanak yağış uyarıları yapılsa da, genel olarak su kaynaklarının beslenmesi için yeterli seviyede olmadığı görülüyor. Bu durum, Türkiye genelinde su yönetiminin ve kaynakların korunmasının ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurguluyor. Mardin İçme Suyu Projesi gibi adımlar, su teminini garanti altına alma çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor.

Geleceğe Yönelik Beklentiler ve Su Yönetimi

İstanbul’un ve genel olarak Türkiye‘nin su kaynaklarındaki bu kritik durum, gelecekteki su yönetimi politikaları açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, küresel iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte kuraklık dönemlerinin daha sık ve şiddetli yaşanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu nedenle, bireysel ve toplumsal düzeyde su tasarrufu bilincinin artırılması, atık su arıtma ve geri dönüşüm projelerinin hızlandırılması gibi adımlar büyük önem taşıyor. Bu durum, aynı zamanda ekonomi ve yaşam kalitesi üzerinde de ciddi etkilere sahip olabilir.

Özellikle büyük şehirlerdeki su tüketim alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve modern tarım yöntemleriyle su kullanımının optimize edilmesi, önümüzdeki dönemde atılması gereken stratejik adımlardan bazılarıdır. İstanbul gibi mega şehirler için sürdürülebilir su kaynakları yönetimi, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda bir gündem maddesi ve ekonomik zorunluluktur.

Özet: İstanbul Barajlarında Son Durum ve Önemli Detaylar

• Ortalama Doluluk Oranı: 7 Aralık itibarıyla İstanbul barajlarının ortalama doluluk oranı %17.12’ye düştü.
• Dramatik Düşüş: 30 Haziran’daki %66.23 seviyesinden %49’luk bir azalma yaşandı.
• En Yüksek Baraj: Elmalı Barajı %50.68 ile en yüksek doluluk oranına sahip.
• En Düşük Barajlar: Kazandere Barajı %2.30 ve Pabuçdere Barajı %2.41 ile kritik seviyelerde.
• Kuraklık Etkileri: Terkos Gölü’nde su seviyesinin düşmesiyle tarihi kalıntılar gün yüzüne çıktı.
• Gelecek Beklentisi: Yeterli yağış olmaması durumunda su sıkıntısı riski artıyor, su tasarrufu bilinci ve sürdürülebilir su yönetimi büyük önem taşıyor.