Bir zamanlar dünyanın en büyük beşinci seramik firması olma başarısını gösteren Hitit Seramik, ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu uzun bir sürecin ardından İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından iflasına karar verilerek faaliyetlerini resmen durdurdu. Bu karar, Türkiye ekonomisindeki sıkı para politikalarının orta ve büyük ölçekli şirketler üzerindeki baskısını bir kez daha gözler önüne serdi.
Dev Borç Yükü ve İflas Süreci
Geçtiğimiz yılın ekim ayında konkordato ilan eden ve sektörün önemli oyuncularından olan Hitit Seramik, yaşadığı mali bunalımdan çıkmayı başaramadı. Mahkeme, dün (27 Kasım 2025) görülen davada şirketin iflasına hükmetti. Şirket, bu kararla birlikte 1.5 milyar TL’yi aşan borç yüküyle resmen battı. Halk TV’nin haberine göre, genel merkezi İstanbul’da, fabrikası ise Uşak’ta bulunan firmanın 300’ün üzerinde çalışanı bulunuyordu. Güçlü dönemlerinde ise binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyordu.
Şirketin mali zorlukları, kurucusu İbrahim Hizal’ın 2017 yılındaki ani vefatının ardından ciddi boyutlara ulaştı. 2025 yılı için 92 milyon liralık kar beklenirken, yılın ilk dört ayında 72 milyon liralık zarar açıklanması, şirketin mali durumunun vahametini ortaya koydu.
Hacizlere Karşı Koruma Kalktı: İbrahim Hızal Holding de Etkilendi
İflas kararıyla birlikte, Hitit Seramik’in yanı sıra Beril Seramik Hammaddeleri AŞ için de iflas kararı verildi. Ayrıca, daha önce İbrahim Hızal Holding AŞ ile birlikte Sevgi Hızal, Beril Hızal ve Eylül Nehir Hızal’a yönelik verilen geçici mühlet kararı da kaldırıldı. Bu durum, anılan şirket ve kişilerin hacizlere karşı savunmasız kalmasına neden oldu.
Uşak OSB’de Tartışmalar Devam Ediyor: Üretime Engel mi Var?
İflas kararının ardından Hitit Seramik’in Uşak’taki fabrikasıyla ilgili de yeni bir tartışma başladı. Uşak Haber Merkezi’nden alınan bilgilere göre (26 Kasım 2025 tarihli), Uşak Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yönetiminin, mahkeme kararları ve açık gerçeklere rağmen Hitit Seramik’in yeniden üretime geçmesine engel olmaya çalıştığı iddia ediliyor. Bu durum, şirketin varlıklarının geleceği ve potansiyel yeniden yapılanma çabaları hakkında soru işaretleri yaratıyor. Uşak OSB yönetiminin bu tavrının hukuki zemini ve olası etkileri merak konusu.
Bir yanıt yazın