Gazeteci Furkan Karabay’a Tahliye Kararı: 201 Gün Sonra Özgürlük

Gazeteci Furkan Karabay, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlamalarıyla yargılandığı davada, 201 gün süren tutukluluğunun ardından tahliye edildi. Mahkeme, çeşitli suçlardan hapis cezaları verse de, tutukluluk süresini göz önünde bulundurarak Karabay hakkında tahliye kararı verdi.

Öne Çıkan Gelişmeler:

• Tutukluluk Süresi: Gazeteci Furkan Karabay, 15 Mayıs’ta tutuklanmasının ardından toplam 201 gün cezaevinde kaldı.
• Suçlamalar: ‘Cumhurbaşkanına hakaret’, ‘kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’ ve İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek üzerinden ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçlamalarıyla yargılandı.
• Mahkemedeki Protesto: 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Karabay, iddianameyi yırtarak savunma yapmayı reddetti.
• Verilen Cezalar: ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten 1 yıl 9 ay, ‘kamu görevlisine hakaret’ten 1 yıl 3 ay ve ‘hedef gösterme’den 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı.
• Tahliye Kararı: Mahkeme, verilen cezalara karşın Karabay’ın tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak tahliyesine hükmetti.

201 Günlük Tutukluluk Süreci ve Suçlamalar

Gazeteci Furkan Karabay, 15 Mayıs’ta doğum gününde gözaltına alınıp tutuklanarak büyük bir kamuoyu tartışmasının odağı haline gelmişti. ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçlamalarıyla karşı karşıya kalan Karabay, tam 201 gün cezaevinde kaldı. Bu süre zarfında, 6 Ekim’de kaldığı koğuştan alınarak tek kişilik hücreye nakledilmesi de dikkat çekmişti.

Karabay hakkında hazırlanan iddianamede, YouTube’a yüklediği bir video ve X (Twitter) sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterildi. Özellikle İstanbul Başsavcılığı’nı eleştiren tweetlerinin, ‘terörle mücadelede görev almış kişilerin hedef gösterildiği’ iddiasıyla suç unsuru sayıldığı belirtildi. Gazetecinin 6 yıldan 15 yıla kadar hapsi isteniyordu.

Mahkemedeki Protesto ve Savunma Reddi

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Furkan Karabay, yargı sürecine tepki olarak dikkat çekici bir protestoda bulundu. İddianameyi yırtarak savunma yapmayı reddeden gazetecinin bu tavrı, basın özgürlüğü savunucuları tarafından desteklendi. Savcı, duruşmada Karabay’ın tutukluluğunun devamını talep etmişti. Bu olayın detayları için Furkan Karabay Mahkemede İddianameyi Yırttı: Basın Özgürlüğü Protestosu başlıklı haberimizi inceleyebilirsiniz.

Tahliye Kararı ve Verilen Cezalar

Mahkeme, 201 gündür tutuklu bulunan Furkan Karabay hakkında önemli bir karar vererek tahliyesine hükmetti. Ancak bu tahliye, suçsuz bulunması anlamına gelmedi. Gazeteciye farklı suçlamalardan ayrı ayrı hapis cezaları verildiği kaydedildi:

• ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan: 1 yıl 9 ay hapis cezası.
• ‘Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret’ suçundan: 1 yıl 3 ay hapis cezası.
• İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek üzerinden ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçundan: 1 yıl 3 ay hapis cezası.

Toplamda 4 yıl 3 ay hapis cezası alan Karabay’ın tahliyesine, tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak karar verildi.

Yargı Sürecine İlişkin Eleştiriler ve Hukuki Değerlendirmeler

Barış Terkoğlu gibi köşe yazarları, Furkan Karabay davasını Türk yargı sistemindeki sorunların bir göstergesi olarak değerlendirdi. Terkoğlu, yargının kendini eleştirenleri ‘üniformanın gücünü kullanarak cezalandırdığını’ ve ‘şahsi menfaat aracı olmaması gereken yargının, intikam aracına dönüştüğünü’ savundu. Karabay’ın daha önce benzer suçlamalardan üç kez beraat etmesi ve bu dördüncü yargılamadaki suçlamaların bir ‘potpuri’ şeklinde sunulması dikkat çekti.

İddianamenin Tartışmalı Yönleri

İddianamede ‘suç’ olarak gösterilen 7 tweet ve bir YouTube yayınına rağmen, hangi ifadenin neden suç olduğunun açıkça anlatılmadığı, Yargıtay kararlarına veya yerleşik içtihatlara atıf yapılmadığı eleştirildi. Özellikle ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasının, geçmişte Erdoğan’ın Ergenekon davası için ‘Ben bu davanın savcısıyım’ dediği ifadeler üzerinden yapılması, Erdoğan’ın bu sözlerinden dolayı daha sonra ‘Milletim beni affetsin’ diyerek özeleştiri yaptığını bilenler tarafından anlamsız bulundu.

‘Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçlamasına yönelik de ciddi itirazlar dile getirildi. Savcılığın, Karabay’ın haberlerinde savcı adı ve fotoğrafı yayımlamasını ‘kişisel verilerin ortaya konulması ve teşhir’ olarak yorumlamasına karşın, haberlere konu olan savcıların kamuoyu tarafından bilinen, hatta basını davet edip açıklama yapan kişiler olduğu belirtildi. Ayrıca, kanundaki ‘terörle mücadelede görev almış kişiler’ tanımının savcı ya da hâkimleri kapsamadığına dair hukuki yorumlar da yapıldı.

Furkan Karabay Davası: Basın Özgürlüğü Tartışmaları

Furkan Karabay davası, Türkiye’de gazetecilerin karşılaştığı zorluklar ve basın özgürlüğü tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. Gazetecilerin eleştirel yayınları nedeniyle uzun süreler tutuklu kalmaları, yargı sisteminin bağımsızlığı ve ifade özgürlüğünün sınırları üzerine önemli soruları beraberinde getiriyor. Karabay’ın tahliyesi, bu süreçte bir nefes alma imkanı sunsa da, verilen hapis cezaları ve yargılamanın genel seyri, bu konudaki endişelerin devam ettiğini gösteriyor.