Diyanet Cuma Hutbesi: Fedakârlığın Zirvesi Îsâr Ahlakı Vurgusu
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye genelindeki camilerde okunan son cuma hutbesi, Müslümanları ‘Fedakârlığın Zirvesi: Îsâr’ ahlakına davet etti. Hutbe, İslam’ın temel gayelerinden biri olan erdemli, birbirini seven ve yardımlaşan bir toplum inşa etme çağrısını yineleyerek, bireysel bencillikten uzaklaşarak toplumsal sorumluluk bilincini öne çıkardı.
Îsâr Ahlakı Nedir ve Neden Önemlidir?
Hutbede îsâr kavramı, yalnızca Allah rızasını gözeterek, insanların ihtiyaçlarını kendi ihtiyacımızın önüne koymak, hatta daha fazla başkalarını düşünmek şeklinde tanımlandı. Bu, şefkat, merhamet ve sabırla anne-babamızın, eş ve çocuklarımızın gönüllerini hoş tutmaktan, engelli kardeşlerimize hayatı kolaylaştırmaya; göremeyenin gözü, konuşamayanın dili, işitemeyenin kulağı olmaya kadar geniş bir alanı kapsıyor.
Diyanet, îsârın içinde yaşadığımız toplumun ve tüm insanlığın iyiliğe ulaşması için kimi zaman maldan, kimi zaman rahatımızdan vazgeçmek olduğunu vurguladı. Komşularımızın, akrabalarımızın ve özellikle Gazze’deki mazlum kardeşlerimizin yanında olmak, onlara maddi ve manevi destek sağlamak da îsârın önemli bir parçası olarak belirtildi. Yeri geldiğinde ise din, vatan ve mukaddesat uğruna canı feda etmenin de îsârın en yüce mertebesi olduğu hatırlatıldı.
Ayet ve Hadislerle Desteklenen Evrensel Mesajlar
Hutbede, îsâr ahlakının İslam’daki sağlam dayanakları ayet ve hadislerle güçlendirildi. İnsan Suresi’nden (76:8-9) “Onlar yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire seve seve ikram ederler ve şöyle derler: Biz sizi Allah için ikram ediyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz” ayetiyle, gerçek fedakârlığın karşılıksız olması gerektiği vurgulandı. Ayrıca Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) “Kendiniz için istediğinizi mümin kardeşiniz için de istemedikçe gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız” hadisiyle, kardeşlik hukukunun ve empati bilincinin önemi cemaate bir kez daha hatırlatıldı.
Günümüz Toplumuna Yönelik Çarpıcı Çağrılar
Diyanet hutbede, modern yaşamın getirdiği bazı olumsuzluklara da dikkat çekerek îsâr ruhuna aykırı davranışları eleştirdi. Trafikte yol vermemek, ambulans ve itfaiye araçlarının önünü kapatmak, engelli park yerlerini ihlâl etmek gibi etik dışı davranışların yanı sıra, ürünlerde hile yapmak, kusurları gizlemek ve toplu taşımalarda yaşlı, hamile ve hastalara yer vermemek gibi eylemlerin toplumsal vicdanı yaraladığı belirtildi. Bu tür davranışların îsâr ahlakıyla bağdaşmadığı ifade edildi.
Asr-ı Saadet’ten İlham Veren Fedakârlık Örnekleri
Hutbe, Asr-ı Saadet döneminden çarpıcı îsâr örnekleriyle zenginleştirildi. Medineli Ensar’ın Mekkeli muhacirlere gösterdiği benzersiz cömertlik, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) insanların gönüllerini İslam’a ısındırmak için sarf ettiği çabalar ve sahabenin malları ve canlarıyla sergilediği üstün fedakârlıklar, îsâr ahlakının somut tezahürleri olarak cemaate sunuldu. Bu örneklerle, îsâr ahlakıyla yaşayan toplumların huzur, birlik ve bereketle dolacağı mesajı verildi.
Toplumsal Dayanışma ve Kardeşlik İçin Güçlü Bir Mesaj
Cuma hutbesi, “Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur” hadis-i şerifiyle sona erdi. Cami cemaatine, her fırsatta iyiliğe koşmak, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve ihtiyaç sahiplerinin dualarında yer almak çağrısı yapıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu hutbesi, toplumda ihmal edilen fedakârlık, paylaşma ve kardeşlik duygularının yeniden canlandırılması açısından güçlü ve kapsayıcı bir mesaj olarak değerlendirildi.

Bir yanıt yazın