Ali Poyrazoğlu’ndan Şaşırtan İtiraflar: Aşklar ve Hayat Hikayesi

Ali Poyrazoğlu’ndan Empati’de Duygusal ve Şaşırtıcı İtiraflar

Türk tiyatrosunun duayen ismi, sahneye taşıdığı karakterler ve eşsiz anlatımıyla gönüllere taht kuran Ali Poyrazoğlu, son günlerde televizyon ekranlarında yaptığı çarpıcı açıklamalarla gündemde. Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunumuyla NTV’de yayınlanan “Empati” programına konuk olan Poyrazoğlu, hem ailesine hem de sanat hayatına dair bilinmeyenleri ve unutulmaz anılarını samimi bir dille paylaştı. Bu açıklamalar, usta sanatçının derin ve renkli dünyasına bir kez daha ışık tuttu.

Çocukluk Aşkı Neriman Köksal’dan Yıldız Kenter’e Uzanan Sır Perdesi

Poyrazoğlu’nun en çok dikkat çeken itiraflarından biri, çocukluk yıllarına ait aşk hikayeleri oldu. Ordu-Fatsa’da geçen çocukluğunu anlatan Ali Poyrazoğlu, o dönemlerde sinema yıldızı Neriman Köksal’a duyduğu büyük hayranlığı ve aşkı dile getirdi. Okuldan kaçıp Neriman Köksal filmlerini izlemek için sinemaya gittiğini, hatta babasından bu yüzden dayak yediğini espriyle anlattı. Yıllar sonra Köksal’la aynı filmde rol aldığında bu anısını paylaştığında, sanatçının “Arasaydın çocuğum” diyerek güldüğünü aktardı.

Ali Poyrazoğlu, hayatındaki diğer büyük aşklara da değinerek ikinci aşkının Belgin Doruk, üçüncü ve bitmeyen aşkının ise usta tiyatrocu Yıldız Kenter olduğunu itiraf etti. Kenter’e olan aşkının hala devam ettiğini ve öbür dünyada görüşme umudunu taşıdığını belirtmesi, izleyicileri duygulandırdı. Yıldız Kenter, 17 Kasım 2019’da hayata gözlerini yummuştu.

Eczacılık Geleneğinden Tiyatro Sahnesine Cesur Bir Geçiş

Usta sanatçının hayat hikayesi, aynı zamanda köklü bir eczacılık geleneğinden sanata uzanan sıra dışı bir dönüşümü barındırıyor. Poyrazoğlu ailesinin hikayesi, 1902 yılında Eczacılık Mektebi’nden mezun olan dedesi Ali Haydar Poyrazoğlu’nun İnebolu’daki Kanaat Eczanesi ile başlar. Baba Mahmut Poyrazoğlu da babasının yolundan giderek 1950’de Eczacılık Okulu’ndan mezun olmuş ve aile geleneğini sürdürmüştür.

Ancak Ali Poyrazoğlu, ailesinin çizdiği bu yoldan farklı bir patikaya sapmıştır. Babasının 1969’daki trafik kazasında vefat ettiği sırada Cenevre’de eczacılık eğitimi alan genç Ali, bu acı olay sonrası hayatına bambaşka bir yön verme kararı almıştır. Eczacılık okulunu yarıda bırakarak tiyatroya yönelen Poyrazoğlu, böylece aile geleneğini bozsa da Türk tiyatrosuna eşsiz bir damar kazandırmıştır. Mizah duygusunun dedesi Ali Haydar Bey’in “Güldürücü Amca” olarak anıldığı günlerden geldiğini de belirtmiştir.

Sanatla İç İçe Bir Yaşamın Yılmaz Temsilcisi

Ali Poyrazoğlu, sadece tiyatro sahnesinde değil, aynı zamanda eğitimci kimliği ve orkestra şefliği gibi farklı alanlardaki başarılarıyla da tanınıyor. Sanatın birçok dalında aktif rol alan Poyrazoğlu, kendine özgü üslubu, derin bilgisi ve yaşam tecrübesiyle Türkiye’nin en değerli sanatçılarından biri olmaya devam ediyor. Empati programındaki anlatma aşkının ne zaman başladığına dair verdiği yanıtta, hayatın her anında sanatın ve anlatmanın önemini vurgulamıştır.

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.